Anlaşma, “karma
sözleşme” olarak Topluluk üye devletlerinin katılımı altında ak-
dedilmişir. Ancak, ortaklık ilişkisinde Türkiye’nin asıl muhatabı Topluluk
üyesi
devletler
değil Topluluğun (Birliğin) kendisidir. Çünkü Anlaşma’mn maddesi gereğince
ortaklık Türkiye ile Topluluk arasında kurulmuştur.
Ankara
Anlaşması, Topluluğa sonradan katılan üye devletler bakımından uygulama alanı 7 A Jjj bulmaz.
Çünkü Ankara Anlaşması, “esnek sınırlar” ilkesini kabul etmemektedir (m. 29). ™
■
Bundan dolayı, Avrupa Ekonomik Topluluğuna/Birliğine sonradan
katılan devletler için protokoller imzalanmıştır.
Topluluk
üye devletleri neden Ankara Anlaşması'nın imzalanmasına katılmışlardır?
Anlaşma’mn eşit statüye sahip iki tarafı
bulunmaktadır. Zira Topluluk ve üye devletler, Türkiye karşısında tek bir
sözleşme tarafı olarak çıkmaktadırlar. Bu iki taraflı yapı, ortaklığın kurumsal
veçhesine de yansımıştır. Öyle ki ortaklığın kurumlan, bir yanda Türkiye
Cumhuriyeti’nin temsilcileri, diğer yanda Topluluğun ve üye devletlerin ortak
temsilcilerinden oluşmakta ve kararlarını oy birliği ile almaktadırlar (m. 23
I).
Anlaşma ekonomik,
sosyo-kültürel ve siyasi boyutlar içermektedir. Zira Anlaşma, Türkiye ile
Topluluk ülkeleri arasında ekonomik bir birleşmeyi, üretim faktörlerinin
serbest dolaşımını ve taraflar arasındaki sosyal ve kültürel bağların güçlendirilmesini
öngörmekte ve Türkiye’nin ileride Topluluğa tam üye olmasına ilişkin bir
perspektif çizmektedir.
Anlaşma, içerik olarak AET-Yunanistan
Ortaklık Anlaşması örnek alınarak hazırlanmıştır. Ancak
Anlaşmada, Topluluk üye devletleri arasında oluşan görüş aykırılıkları ve bazı
üye devletlerin Türkiye’ye soğuk bakmaları yüzünden somut hükümlere yer
verilememiş sadece ortaklık ilişkisinin genel ilke ve kurallarına ilişkin bir
çerçeve saptanabilmiştir. Dolayısıyla Anlaşma, mahiyeti itibarıyla bir “çerçeve
anlaşma” niteliği taşımaktadır. Anlaşmada, ortaklığın amacı, hedefleri, temel
ilkeleri, hedeflere ulaşmak için geçilecek başlıca evreler ve mekanizmalar
belirlenmiştir.
Ortaklığın uygulanması, gerekli alt programların,
düzenlemelerin yapılıp uygulanmaya konması, her evrede hangi tedbirlerin nasıl
ve ne zaman alınacağının tespiti gibi hususlar ise Anlaşma’mn eki ve uzantısı
şeklinde yürürlüğe sokulacak olan uluslararası hukuk metinlerinin
(protokollerin) ve Ortaklık Konseyi kararlarının belirleyeceği düzenlemelere
bırakılmıştır. (Arat, 1995, s. 594). Anlaşma’nın 30. maddesi gereğince bu
protokoller, Anlaşma’nm ayrılmaz parçaları olup ana metinle eş değerdedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder