İflas yolu ile takip, özel ve borçlu için ağır bir takip
yoludur. Bu takip yolu kural olarak sadece tacirlere uygulanır. Kanun koyucu,
tacir olmayan bazı kişilere karşı da istisna olarak iflas yolu ile takibi
öngörmüştür. Bu istisnalardan en önemlisi kolektif ortaklık ortağıdır. Kolektif
ortak, tacir olmamasına rağmen kolektif ortaklık borç ve yükümlerinden dolayı
iflas yolu ile takip edilebilir.
Ticaret Kanunumuza göre, ortaklık borç ve yükümlerinden
dolayı ortaklar aleyhinde iflas yolu ile takip şu hallerde olanaklıdır.
• Ortaklık iflas etmiş ve alacaklı alacağını iflas
masasından alamamış ise, alacaklı ortakları ayrıca iflas yolu ile takip
edebilir.
• Kanunda açık bir hüküm bulunmamasına karşın, yukarıdaki
koşuldan hareketle, ortaklık herhangi bir nedenle sona ermiş ve sicilden
silinmiş ise ortaklık alacaklıları, ortaklar aleyhine adi takip yoluna
başvurabilecekleri gibi, iflas yoluna da başvurabilirler.
• Ortaklık aleyhine iflas davası açılmış olup, ortaklık
aleyhine depo kararı verilmiş ise; alacaklı, bu kararın ortaklıkla birlikte
ortaklara da tebliğ edilmesini ve paranın depo edilmemesi halinde ortaklıkla
birlikte ortakların da iflasına karar verilmesini mahkemeden isteyebilir.
• Ortaklık aleyhine yapılan ilama dayanan takipte, borç
ortaklıkça ödenmezse, ortaklıkla birlikte ortakların hepsinin veya bazılarının
doğrudan doğruya iflası istenebilir.
• Bir ortağın kişisel olarak iflası kolektif ortaklık için
sona erme sebebidir.
Diğer ortaklar iflas eden ortağı ortaklıktan çıkartıp ortaklıktaki
payını iflas masasına ödeyerek, ortaklığa aralarında devam edebilirler. Ancak
sözleşme ile ortakların bu hakkı kaldırılabilir.
Türk Hukukunda kolektif ortaklık tüzel kişiliğe sahip ve
ortaklarından bağımsız bir hukuki varlıktır. Ortaklığın yaşam süresi boyunca
ortakları arasında değişiklikler olabilir. Bir ortak payını bir başka kişiye
devredebilir, ortak ortaklıktan çıkabilir veya çıkarılabilir. Ortaklığa yeni
bir ortak alınabilir. Bütün bu değişiklikler ortaklık yapısı üzerinde az çok
bir etki yaptıkları halde, tüzel kişilik yine aynı kalır.
Çıkma
Türk Ticaret Kanunu, çeşitli maddelerinde çıkmadan söz
ettiği halde, çıkmayı tanımlamamıştır. Ortak, ortaklıktan kendi isteği ile
ayrılabiliyor veya bazı koşulların gerçekleşmesiyle ortaklıktan ayrılmış
sayılıyorsa çıkmadan söz edilir. Ortağın ölümü hali dışında, ortak, ortaklıktan
ancak ortaklık sözleşmesinde hüküm varsa veya bunu diğer ortaklar onaylarsa
çıkabilir. Bu iki koşul gerçekleşmezse, ortağın kolektif ortaklıkta kalması
dayanılmaz bir hal alsa bile, ortak belki haklı sebeplerle ortaklığın
feshedilmesini isteyebilir, fakat ortaklıktan çıkamaz.
Rızai Çıkma
Ortaklık sözleşmesi ile ortaklara iradelerini beyan ederek
ortaklıktan çıkma olanağı tanınabilir. Ortağa bu hak mutlak olarak tanınmış
ise, ortak bu arzusunu açıklarken gerekçe göstermeye zorunlu değildir.
Sözleşmede herhangi bir hüküm bulunmasa da, ortak diğer ortakların onayı ile
ortaklıktan her zaman çıkabilir.
Belli Koşulların Gerçekleşmesine Bağlı Çıkma
Ortağa sözleşme ile tanınan çıkma hakkı mutlak olabileceği
gibi belirli koşulların gerçekleşmesine de bağlı tutulabilir. Örneğin,
çıkma taleplerinin kuruluştan itibaren belli bir süre sonra ileri
sürülebileceği veya haklı nedenlerin varlığı halinde kullanılabileceği
öngörülebilir. Çıkma, bu koşulların gerçekleşmesi halinde ortağın iradesini
kullanması ile gerçekleşebileceği gibi, bu koşulların oluşması ile çıkmanın
kendiliğinden gerçekleşeceğinin kabulü de mümkündür. Bu duruma kendiliğinden
çıkma denir.
Ortağın Ölümü
Ortağın ölümü özel bir çıkma hali oluşturur. Önemi nedeniyle
kanunumuz tarafından oldukça ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Ortağın ölümü
halinde ortaya çıkacak durum ortaklık sözleşmesi ile düzenlenmiş olabileceği
gibi, sözleşmede bu konuda herhangi bir hüküm bulunmayabilir.
Ortaklık Sözleşmesinde Hüküm Yoksa
Ortağın ölümü halinde sözleşmede bir hüküm bulunmamasının
sonucunu TTK.m.195/1 düzenlemektedir. Bu maddeye göre, bir ortağın ölümü
halinde, sözleşmede özel bir hüküm yoksa, ortaklığın devamı için sağ kalan
ortakların bu konuda oybirliği ile karar vermeleri şarttır. Sağ kalan
ortaklardan birisi kolektif ortaklığın devamını arzu etmezse, ortaklık infisah
eder. Ölen ortağın mirasçıları ister ve sağ kalan ortaklar razı olursa, onları
da ortaklığa alabilirler. Razı olmazlarsa, ölen ortağın ortaklık
malvarlığındaki tasfiye payı hesaplanıp mirasçılara verilerek ortaklıkla
ilişkileri kesilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder