Türkiye
GB ile Avrupa Birliği’nin Ortak Gümrük Tarifesini ve Ticaret Politikasını da
benimsemekle yükümlüdür. Bu uygulama, üçüncü ülkelerden yapılan ithalata
yönelik uygulanan tarifelerin azaltılmasını gerektirmiştir. Türkiye’nin,
gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelere AB’nin uyguladığı otonom tarife tavizlerini
içeren Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’ne (GTS) uyumu da GB kapsamındaki
ürünler itibarıyla 1 Ocak 2008 tarihinde tamamlanmıştır.
Üçüncü
ülkelerden yapılan ithalatı düzenleme ve sınırlamaya ilişkin kurallara dair
uyum çalışmaları kapsamında, 1 Ocak 1996 tarihi itibarıyla Türkiye tekstil ve
hazır giyim ürünlerinde AB’nin uyguladığı miktar kısıtlamaları ve gözetim önlemlerine
benzer önlemler almaya başlamış, önlemlerin çoğu AB ile paralel olarak
2005
yılında kaldırılmıştır.
Son on
yılda, AB, küresel piyasalardaki payını kaybetmemek adına geliştirdiği yeni
ticaret stratejisinde birçok ülke ile ikili serbest ticaret anlaşması yapmakta
veya bu ülkelere ticari tercihler sağlamaktadır. Ortak gümrük tarifesi
uygulaması, Türkiye’yi de kendi pazarını AB’nin tercihli erişim izni verdiği bu
ülkelere açmak zorunda bırakmaktadır. AB’nin ticari politikalarında yapılan
değişiklikler Türkiye’ye danışılmadan hayata geçirilmektedir.
Karar alma
mekanizması içinde yer almayan Türkiye AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı
anlaşmalarda söz sahibi değildir. Buna rağmen, Türkiye-AB Gümrük Birliği
kapıları üçüncü ülkelere açarken üçüncü ülkeler tarafından verilen imtiyazlar
yalnızca AB ülkeleri kaynaklı ihracatı kapsamaktadır. Türkiye tam üye olmadığı
için bu imtiyazlardan yararlanamamaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye, uyum
sağlaması gereken bu anlaşmalar nedeniyle üçüncü ülke ürünleri ithalatından
elde ettiği gümrük gelirlerini de kaybetmektedir.
AB içinde serbest dolaşım sayesinde dolaylı olarak kendi ürünlerini tarife uygulaması olmaksızın Türk pazarına ihraç etme fırsatını elde eden üçüncü ülkeler, aynı tavizleri Türkiye’ye vermek konusunda isteksiz davranmaktadır. Ayrıca, bu durum üçüncü ülke pazarlarında AB ihracatçıları ile rekabet içerisinde olan Türkiye için dezavantaj yaratmaktadır (Ülgen ve Zahariadis, 2004, s:7-8).
AB ile müzakere eden ülkenin aynı anda Türkiye ile de müzakerelere başlaması ve müzakerelerin paralel yürütülmesi bu açıdan önemlidir. Bu nedenlerle Türkiye’deki iş çevreleri bu konuları gündeme getirmiş ve GB’nin yeniden gözden geçirilmesini ve uygulama sürecinde karşılaşılan zorlukların giderilmesini defalarca talep etmişlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder