6 Haziran 2013 Perşembe

SANAYİ SEKTÖRÜNDE SORUNLAR, SANAYİLEŞME POLİTİKALARI VE SANAYİ STRATEJİSİ




Son 20 yılda dünyada sanayi sektöründe yapısal değişimler yaşanmakta, gelişmiş ülkelerde imalat sanayi teknolojisinde hızlı gelişmeler görülmektedir. Gelişme yo­lunda olan ülkelerde imalat sanayinin yapısı hammadde ve emeğe dayalı üretim­den, teknoloji yoğun üretime dönüşmektedir. Dolayısıyla, ekonomilerin karşılaştırmalı üstünlüğünü yeni teknolojiler belirlemektedir. Hızlı teknolojik gelişmenin ya­nında, dünya ticaretinin giderek serbestleşmesiyle beraber rekâbet de hızla art­maktadır. Gelişmiş ülkeler çeşitli araçlarla kendi sanayilerini destekleyerek yapısal uyum ve rekâbet gücünün sürdürülmesi yönünde politikalar uygulamaktadır. Bu gelişmeler, bilim ve teknoloji politikalarını ön plana çıkarmakta ve AR-GE çalışma­larına daha fazla kaynak ayrılmasını gerektirmektedir.


Mikro elektronik, ileri malzeme teknolojileri, moleküler biyoloji ve biyo-tekno- loji alanında yapılan araştırmalar, ortaya çıkan yenilikler ve bunların sanayi sektö­rüne aktarılması, sanayileşmede yeni teknolojilerin bir girdi olarak üretim faktörle­ri arasında yer alması, esnek üretim teknolojilerinin kullanılması, KOBÎ’lerin geliş­mesi ve ekonomide etkinlik sağlaması, sanayide yapısal bir değişim yaratmıştır. Bu gelişmelerden Türk sanayi sektörü de etkilenmektedir.


Türkiye’de sanayinin %50’si Marmara, %20’si Ege Bölgesi’nde yoğunlaşmıştır. Bu durum ülkede iç göçlerin doğmasına, iller ve bölgeler arasında gelir dağılımın­da bozulmalara yol açmakta, doğal afetler sırasında büyük ölçüde etkilenme gibi sorunların yaşanmasına sebep olmaktadır. Bu sorunların giderilmesi için sanayi ya­tırımlarının coğrafi dağılımının değerlendirilerek sanayi planlarının yapılması, geri kalmış bölgelerde alt yapıların kamu tarafından karşılanması gerekir.


Türkiye, insan gücü kaynaklarını arttırırken, ileri teknoloji alanlarına yatırım ya­parak katma değeri yüksek ürünler üretimine önem vermek zorundadır. Haberleş­me teknolojisinde ulaşılan düzeye bağlı olarak ekonomik özgürlük ortamı, tüketi­cinin piyasayla ilgili bilgiye ulaşmasını ve kendisi için en doğru kararı verebilece­ği bir imkâna kavuşmasını sağlamaktadır.


Günümüzde bilim, teknoloji ve yenilik, rekâbet üstünlüğünün ve sürdürülebilir sos- yo-ekonomik gelişmenin belirleyici unsurlarından biri olmuştur. Bu anlamda küresel pa­zarda rekâbet edebilmek için bilim ve teknolojiye diğer bir deyişle “bilgiye dayalı eko­nomiye” önem verilmelidir. Türkiye’de AR-GE harcamalarının GSYH içindeki payı 2009 yılında %0,85 iken, AB (27) ortalaması %1,85’dir. Özel sektör tarafından gerçekleştirilen AR-GE harcamalarının toplam AR-GE harcamalarına oranı 2005 yılında %33,8’dir. Bu oran 2009’da 47,4’e yükselmiş ise de %63,9 olan AB ortalamasının oldukça gerisindedir.


2009 yılında Türkiye’de toplam istihdamın %0,62’sini AR-GE personeli oluştur­maktadır. Bu oran AB ülkelerinde %1,44’tür. Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden toplam AR-GE personelinin 2005’te %30,4’ü özel sektör tarafından istihdam edilir­ken, oran 2009’da %40’a ulaşmıştır. Bununla birlikte AB’de oran 2009 yılında %48,8’dir. AB ülkeleri arasında GSMH içinde en fazla AR-GE harcaması yapan ül­ke İsveç’tir (%4,27). Daha sonra Finlandiya (%3,51), Danimarka (%2,60) ve Alman­ya (%2,50) gelmektedir. Türk sanayinin dünya ölçeğinde rekabetçi bir yapıya ka­vuşması için AR-GE’ye daha fazla pay ayırması gerekmektedir.


Bilgiye dayalı bir ekonominin başarısını, yeni ve geliştirilmiş ürün ya da üretim süreçleri gibi ticari formlara dönüştürülebilen teknolojik bilgi belirlemektedir. Tek­nolojik performansın en iyi ölçütlerinden biri de patentlerdir. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü’nün (World Intellectual Property Organisation: WIPO)patent başvurularına ilişkin 2012 yılında yayınlanan raporuna göre, 2011 yılında toplam patent başvuru sayısı 181.900’e ulaşmıştır. En çok patent başvurusu yapan ülkeler ABD (48.596), Ja­ponya (38.888) ve Almanya’dır (18.547). Avrupa Birliği’nde Almanya, Fransa, İngil­tere, Hollanda, İsveç, İtalya, Finlandiya ve İspanya önde gelen ülkelerdir. Türki­ye’de 2011 yılında patent başvuru sayısı 541’dir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder