6 Haziran 2013 Perşembe

SANAYİ SEKTÖRÜNÜN KATMA DEĞER İÇİNDEKİ YERİ



İmalat Sanayi

Türkiye ekonomisinde sanayi sektörünün GSYH içindeki payı, 1998-2011 dönemi verileri dikkate alındığında, düşmüştür. Söz konusu dönemde TÜÎK’in üretim yön­temiyle hesapladığı GSYH (alıcı fiyatlarıyla 1998 bazlı) verilerine göre sanayi sek­törünün neredeyse tamamını oluşturan, imalat sanayinin GSYH’ya katkısı %23,9’den %16,3’e düşmüştür. İmalat sanayinin GSYH’ya katkısı 2009 yılında en düşük sevi­yeye ulaştıktan sonra son birkaç yılda (2009-2011döneminde) artışa geçmiştir, 2009 yılında %15,2 olan imalat sanayinin GSYH’daki katkısı 2010 yılında %15,7’ye ve 2011 yılında %16,3’e yükselmiştir (2010 yılı AB 27 ortalaması %15,4).


TÜİK’in sektörlere ilişkin Gayri Safi Katma Değer (GSKD) verileri de yukarıda belirttiğimiz bu durumu doğrulamaktadır. 2004-2008 döneminde imalat sanayinin GSYH’daki payı %17,4’ten %16,2’ye düşerken, aynı dönemde sanayi sektörünün GSKD’deki payı da %28’den %27,2’ye inmiştir.


Sanayi sektörü, 2007 yılına kadar hızla büyümüş, Küresel Finansal Kriz’den olumsuz yönde etkilendiği için sektörün büyüme hızı 2008 yılında %1,1, 2009 yı­lında ise -%6,9 olmuştur. 2009 yılında yaşanan küresel krizin ardından imalat sana­yisinde 2010 yılından sonra belirgin bir iyileşme yaşanmıştır. Bu dönemde üretim, istihdam, kapasite kullanım oranları ve özellikle dış ticaret hacminde önemli artış­lar gerçekleşmiştir. 2010 yılında yurt içi talepte ve ihracatta gözlenen yükselmenin etkisiyle imalat sanayi, sanayi sektörü içinde en hızlı büyüyen alt sektördür.


İmalat sanayisinin toplam ithalat içindeki payı 2009 yılında %78,8 iken, oran 2011’de %77,3’e gerilemiştir. Buna karşılık toplam ihracat içindeki payı 2009’da %93,4, 2011’de ise %93,8’e yükselmiştir. 2009 yılında küresel krizin etkisiyle ithalat ve ihracat artış hızları negatif olmuş, 2010 ve 2011 yıllarında ise sırasıyla %30,9 ve %37,4; %10,5 ve %23,3 olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılında 11.662 işletme kurul­muş, buna karşılık 4.758 işletme kapanmıştır. Aynı yılda kapasite kullanım oranı önceki yıla göre artarak %75 olmuştur (AB 27 oranı %76.5).


Türkiye’de imalat sanayi son yıllarda hızlı büyüme göstermiş ve kapasite kulla­nım oranları artmıştır. Tüm bu olumlu gelişmelere karşılık Türkiye’de imalat sana­yinin karşılaştığı önemli yapısal sorunlar vardır. Bunlar;
      Kredi maliyetlerindeki yükseklik,
      Düşük fiyatlı ithalattan kaynaklanan haksız rekâbet,
      Bürokratik işlemlerin fazlalığı,
      Kamu kaynaklı bazı girdilerin fiyatlarının uluslararası fiyatlara göre yüksek oluşu,
      Teknoloji üretiminde yetersizlik,
      İleri teknoloji kullanımının hızlı yaygmlaştırılamaması,
      Nitelikli işgücü eksikliği,
      Yüksek katma değerli ürünlerde sınırlı üretim kabiliyeti,
      İşletmelerin üretim ve yönetim yapılarında modernizasyon ihtiyacıdır.


Yapısal sorunların çözümü sanayinin üretim ve istihdamdaki payını artıracaktır.
Diğer yandan uluslararası piyasalarda ülke ekonomisinin rekâbet gücü artıracak ve bu durum ödemeler dengesine olumlu yansıyacaktır. Yapısal sorunların çözümünde en önemli husus ülke ekonomisinin istikrarlı bir şekilde büyümesi ve kalkınması ola­caktır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder