İmalat Sanayi
Türkiye ekonomisinde sanayi
sektörünün GSYH içindeki payı, 1998-2011 dönemi verileri dikkate alındığında,
düşmüştür. Söz konusu dönemde TÜÎK’in üretim yöntemiyle hesapladığı GSYH
(alıcı fiyatlarıyla 1998 bazlı) verilerine göre sanayi sektörünün neredeyse
tamamını oluşturan, imalat sanayinin GSYH’ya katkısı %23,9’den %16,3’e
düşmüştür. İmalat sanayinin GSYH’ya katkısı 2009 yılında en düşük seviyeye
ulaştıktan sonra son birkaç yılda (2009-2011döneminde) artışa geçmiştir, 2009
yılında %15,2 olan imalat sanayinin GSYH’daki katkısı 2010 yılında %15,7’ye ve
2011 yılında %16,3’e yükselmiştir (2010 yılı AB 27 ortalaması %15,4).
TÜİK’in
sektörlere ilişkin Gayri Safi Katma Değer (GSKD) verileri de yukarıda
belirttiğimiz bu durumu doğrulamaktadır. 2004-2008 döneminde imalat sanayinin
GSYH’daki payı %17,4’ten %16,2’ye düşerken, aynı dönemde sanayi sektörünün
GSKD’deki payı da %28’den %27,2’ye inmiştir.
Sanayi sektörü,
2007 yılına kadar hızla büyümüş, Küresel Finansal Kriz’den olumsuz yönde
etkilendiği için sektörün büyüme hızı 2008 yılında %1,1, 2009 yılında ise
-%6,9 olmuştur. 2009 yılında yaşanan küresel krizin ardından imalat sanayisinde
2010 yılından sonra belirgin bir iyileşme yaşanmıştır. Bu dönemde üretim,
istihdam, kapasite kullanım oranları ve özellikle dış ticaret hacminde önemli
artışlar gerçekleşmiştir. 2010 yılında yurt içi talepte ve ihracatta gözlenen
yükselmenin etkisiyle imalat sanayi, sanayi sektörü içinde en hızlı büyüyen alt
sektördür.
İmalat
sanayisinin toplam ithalat içindeki payı 2009 yılında %78,8 iken, oran 2011’de
%77,3’e gerilemiştir. Buna karşılık toplam ihracat içindeki payı 2009’da %93,4,
2011’de ise %93,8’e yükselmiştir. 2009 yılında küresel krizin etkisiyle ithalat
ve ihracat artış hızları negatif olmuş, 2010 ve 2011 yıllarında ise sırasıyla
%30,9 ve %37,4; %10,5 ve %23,3 olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılında 11.662
işletme kurulmuş, buna karşılık 4.758 işletme kapanmıştır. Aynı yılda kapasite
kullanım oranı önceki yıla göre artarak %75 olmuştur (AB 27 oranı %76.5).
Türkiye’de imalat
sanayi son yıllarda hızlı büyüme göstermiş ve kapasite kullanım oranları
artmıştır. Tüm bu olumlu gelişmelere karşılık Türkiye’de imalat sanayinin
karşılaştığı önemli yapısal sorunlar vardır. Bunlar;
•
Kredi maliyetlerindeki yükseklik,
•
Düşük fiyatlı ithalattan
kaynaklanan haksız rekâbet,
•
Bürokratik işlemlerin fazlalığı,
•
Kamu kaynaklı bazı girdilerin
fiyatlarının uluslararası fiyatlara göre yüksek oluşu,
•
Teknoloji üretiminde yetersizlik,
•
İleri teknoloji kullanımının hızlı
yaygmlaştırılamaması,
•
Nitelikli işgücü eksikliği,
•
Yüksek katma değerli ürünlerde
sınırlı üretim kabiliyeti,
•
İşletmelerin üretim ve yönetim
yapılarında modernizasyon ihtiyacıdır.
Yapısal
sorunların çözümü sanayinin üretim ve istihdamdaki payını artıracaktır.
Diğer yandan
uluslararası piyasalarda ülke ekonomisinin rekâbet gücü artıracak ve bu durum
ödemeler dengesine olumlu yansıyacaktır. Yapısal sorunların çözümünde en önemli
husus ülke ekonomisinin istikrarlı bir şekilde büyümesi ve kalkınması olacaktır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder