7 Haziran 2013 Cuma

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne Tam Üyelik Süreci

Türkiye, yukarıda da ifade edildiği üzere, Ankara Anlaşması’nda öngörülen aşa­malı bütünleşme sürecinin tamamlanmasını beklemeden 14 Nisan 1987’de tam üyelik başvurusu yapmıştır. Bu erken başvuruya verilen cevapta, Toplulukların kendi iç bütünleşmesini tamamlamadan yeni bir üye kabul edemeyeceği; Türki­ye’nin, Topluluklara katılmaya ehil olmakla birlikte ekonomik, sosyal ve siyasal alanda gelişmesi gerektiği ifade edilmiş ve ilişkilerin Ortaklık Anlaşması çerçe­vesinde geliştirilmesi önerilmiştir.



Gümrük Birliğinin kurulması sürecinin 1996 yılında tamamlanmasıyla Türki­ye’nin AB’ye tam üyelik sürecinin hızlanacağı yönünde beklentiler oluşmuş ve bazı tezler ileri sürülmüştür. Ancak bu beklenti ve tezlerin çok da doğru olma­dığı 16 Temmuz 1997’de yayımlanan “Gündem 2000” Raporu’ndan anlaşılmış­tır. Çünkü Rapor’da, Türkiye Avrupa Birliği’nin mevcut genişleme sürecine da­hil edilen ülkeler arasında gösterilmemiş, Gümrük Birliğinin Türkiye’nin uyum konusunda başarılı olduğunu gösterecek şekilde yürüdüğü yönünde ifadeler kullanılmakla birlikte, Türkiye hakkındaki bilindik siyasi ve ekonomik argü­manlar tekrarlanmasıyla yetinilmiştir. 

12 - 13 Aralık 1997 tarihlerinde gerçekle­şen Lüksemburg Zirvesi’nde ise Türkiye, tam üyeliğe ehil olduğu teyit edilmiş olsa da aday ülkeler arasında zikredilmemiştir. Böylece Türkiye, Avrupa Birli­ği’nin mevcut genişleme sürecinin dışında bırakılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder